Amerika Birleşik Devletleri’nde iki üniversitenin ortaklaşa yaptığı bir çalışmaya göre, Ateş karıncalarının zehrindeki bir madde, sedef hastalığı gibi deri hastalıklarının tedavisinde kullanılabilir.
Harvey Kasırgası ile birlikte taşan nehir ve bataklıklardan dolayı adacıklar halinde suda gezinen ateş karıncaları, internet aleminin oldukça ilgisini çekmişti. Isırdığı zaman oldukça acı veren ve hatta koloniler halinde saldırdıklarında ölüme bile sebep olabilen bu canlıların zehrinin, Amerika Birleşik Devletlerin’deki iki üniversitenin ortak çalışması sayesinde deri hastalıklarının tedavisinde kullanılabileceği ortaya çıktı.
ABD’de bulunan Case Western Reserve Üniversitesi ve Emory Üniversitesi’nden araştırmacıların, karınca zehrindeki ana maddeler üzerinde yaptığı ortak bir çalışmaya göre, karınca zehrinin içerisindeki bir kimyasal, sedef hastalığına sahip farelerdeki deri kalınlaşması ve iltihaplanma gibi sorunlara iyi geldiği ortaya çıktı. Araştırmacılar benzer bir tedavinin insanlarda da uygulanabileceğini düşünüyor.
Araştırmayla ilgili rapordan edinilen bilgilere göre, ateş karıncasının zehrini oluşturan toksinlerden biri “Solenopsin” adı verilen toksin. “Solenopsin” yapısı ise kimyasal olarak “seramid” adı verilen ve cildin moleküllerini güçlendiren bir kimyasala çok benziyor. Seramid denilen kimyasal ise birçok deri kreminin ana maddesi olarak bulunuyor. Ancak seramidler belirli kimyasal koşullarda aynı zamanda “sphingosine-1-phosphate” adı verilen ve iltahapa neden olan bir toksine dönüşebiliyor. (ateş karıncalarının zehirlerinin etkisine benzer olarak)
Bu deriyi tedavi etmeye yarayabilecek olan “Solenopsin”in ise deri kremlerinde bulunan “Seramid”den en büyük farkı ise doğru koşullardaki kimyasal müdahale ile, deri iyileştirme konusunda “Seramid”ten daha etkili olabilmesi. Yani araştırmacıların dediğine göre, ateş karıncalarının zehrinde bulunan “Solenopsin”i deri kremlerinde kullanacak seviyede etkili kullanmanın bir yolunu bulabilirlerse, deri kanserinden sedef hastalığına kadar bir çok deri hastalığına önemli bir tedavi yöntemi geliştirilebilir. Çünkü “Solenopsin”in deriyi güçlendirecek bir yapı olabilmesi dışında, aynı zamanda hem kanser hücrelerini vücudun tespit edebilmesine yardımcı hem de bir kan hücrelerini geliştiren bir yapıya sahip olduğu da biliniyor.