Avustralya‘ya gidecek olanlar, 2020 yılından itibaren bir pasaporta ihtiyaç duymayabilir. Yetkililerin söylediğine göre ülke, standart ID kartlarını, yüzleri, gözleri (iris) ve / veya parmak izlerini algılayan biyometrik teknoloji ile değiştirmeyi planlıyorlar.
Eğer her şey plana uygun giderse, diğer ülkelerden Avustralya’ya giden ziyaretçiler, normal bir ülke vatandaşı gibi havaalanında durmadan yürüyerek çıkacak. Amaç, 2019-20 yılları arasında giriş noktalarının yüzde 90’ını insansız elektronik istasyonlar ile donatmak.
“Kesintisiz Yolcu” (Seamless Traveler) sistemi, hava alanı işlemlerini daha hızlı yapmak için beş yıl süre ile 94 milyon dolar bütçeye sahip durumda. Yaklaşık olarak 10 yıl boyunca otomatik pasaport tarama istasyonları, 40 milyon kişi tarafından kullanıldı. Yeni sistem ile beraber bu istasyonlar emekliye ayrılacak. Söylenene göre yöneticiler, Canberra Hava Alanı’nda, Temmuz ayında pilot programı başlatmayı planlıyor.
Biyometrik teknolojisi büyük adımlar atmış olsa da halen mükemmel değil ve tartışmalı bir noktada bulunmakta. Ayrıca bu sistem, mahremiyet savunucuları tarafından ciddi bir etik sorusunu da ortaya çıkartıyor ve şu andaki kullanımların ırklara karşı ön yargılara sahip olduğu iddia ediliyor. Bütün bir ülkenin göç sistemi için biyometrik teknolojisini kullanması, pek çok farklı tartışmayı başlatmakta. Ancak teknolojinin ucuzlaması ile beraber daha fazla kullanılmaya başlanacağı ve daha fazla alanda karşımıza çıkacağı kesin.
Bu teknolojinin kullanılmasının sonuçlarının neler olacağını görmek için ise 4 yıl daha beklememiz gerekecek.